E- Çayırova

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
E- Çayırova

Dünya'da 13 Ülke, Türkiye'de 42 İl Bizi Takip Ediyor.Sesimiz Her Yerde.Her Zaman 1 Numarayız Teşekkürler...


    pkk

    sertac51
    sertac51
    Profesyonel Üye
    Profesyonel Üye


    Mesaj Sayısı : 490
    Kayıt tarihi : 02/05/07
    Points : 31137
    Reputation : 2

    pkk Empty pkk

    Mesaj tarafından sertac51 Salı 22 Mayıs 2007 - 19:26

    Tarihi
    PKK'nın organizasyon olarak geçmişi 1973'de "Ankara Democratic Patriotic Association of Higher Education" olarak başlamaktadır. Grup, bu dönemde büyük ölçüde öğrencilerden oluşmakta ve başında Abdullah Öcalan bulunmaktadır. Ankara'da kurulan organizasyon kısa bir süre içinde Güneydoğu Anadolu'ya taşınmış ve bölgedeki genç Kürtler arasında propaganda faaliyetlerinde bulunmuştur. 27 Ekim 1978'de "Kuruluş Bildirgesi"ni düzenler ve adını Kürdistan İşçi Partisi olarak değiştirir. PKK, Bu bildirgeyle hareket alanını genişlettiğini de ilan eder ve yeni bir safha olan şehir eylemleri metotlarını uygulamaya başlar. Marksist, Leninist temelli etnik bölücü bir organizasyon olması sebebiyle sağ organizasyonlarla da çatışmaya girmiştir.

    PKK'nın çatışmaları sadece karşıt görüşlerin çatışması olmakla kalmayıp 1979'da Mehmet Celal Bucak'a düzenlenen suikastla PKK'yı devletle işbirliği içinde olmakla Kürtleri sömürmekle suçladığı aşiretlere de yönlendirmiştir. 1978-1982 yılları arasında devletin terörizm saydığı 43,000 olayın yaşandığı gerçeği altında, PKK Şehir Savaşı döneminde aktif bir yapıdadır. 12 Eylül 1980 büyük oranda Şehir Savaşı dönemini sona erdirse de organizasyonun eylem kabiliyetini ortadan kaldırmamıştır. Bunda 1979'da Öcalan'ın Suriye'ye geçmesi ve burada Dev-Genç'in temellerini attığı eğitim kamplarını kurması etken olması yatmaktadır. İhtilal'in ülke içindeki eylem alanını kapatması, sol görüşlü organizasyonların, Öcalan'ın Lübnan çağrısına cevap vermesine sebep olmuş. 1982-84 yılları Öcalan'ın organizasyonun yeniden şekillendirmesine yardımcı olmuştur.

    1984 senesiyle PKK yeni bir yapıya bürünmüştür. Kendisine Mao'nun Halk devrimi yöntemini seçmiş ve Suriye'nin desteklemesiyle Güneydoğu Anadolu'da terör metotlarını uygulamaya başlamıştır.

    15 Şubat 1999'da Abdullah Öcalan Kenya'da Güney Kıbrıs Rum Yönetimi pasaportu ile yakalanmasıyla birlikte örgüte çok ağır bir darbe vurulmuştur.

    PKK nın hayat evresinin uzun süreli olması gelişimi süresince evrime uğramasına bağlıdır. PKK değişen ortama göre söylemini ve uyguladığı şiddet unsurlarını değiştirmiştir.


    Kurulmadan Önce
    1960'larda başlayan bireysel hareketlerin ülke içinde gelişiminin olası sebepleri, Türkiye Cumhuriyeti'nin bölgedeki ekonomik ve sosyal yapılar yüzünden ülke genelindeki değişimi aktaramaması bahanesi, üzerinden yarım yüzyıl geçmesine rağmen Osmanlı dönemi yaşanan sosyal ve ekonomik sorunlarının bölgede tekrarlanması varsayımı ve Soğuk savaş yapısı altında Rus ve Suriye gizli servislerinin Güneydoğu Anadolu'daki oluşumlara bilgi, kaynak ve yönlendirme faaliyetleridir.


    Apocular Dönemi (1974-1978)
    27/10/1978 kuruluş bildirgesine kadar olan dönem Apocular olarak adlandırılmaktadır. Apocular ismi özellikle Dikmen toplantısından sonra yaygın şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Öcalan'ın politik fikirlerinin geliştiği ve ülke içinde 1970'lerin ortasına kadar gelişen yapılarla bağlantılarının kurmuş, tanıtmıştır. Bu dönemin sonlarında fikirlerini harekete koymak için Güneydoğu Anadolu'da var olan feodal yapıda yer bulması ve bu yapıyı kendi amaçları ve kendi amaçlarınında bölgenin yapısı altında şekillenmesi.

    Apocuların çekirdek gurubu 16 kişiden oluşmaktadır. Yıllar içinde bu on altı kişiden sadece Öcalan grupta kalmış, bazıları kendi kuruluşunda rol oynadıkları sistem tarafından öldürülmüştür.


    Şehir Savaşı (1978-1980)
    Kuruluş bildirgesiyle bölgede varlığını geliştirme ve sosyal yapıya bürünme devresi. 1980 ihtilali öncesi diğer komünist guruplar gibi yapılanmış ve propagandasını silahlı eylemlerle duyurmuştur. 1980 ihtilali ülke içinde yaşamın sekteye vurulmasını amaçlayan faaliyetlere karşı bu faaliyetleri yürüten bireylerin etkisiz kılınması amacı ile yürütülmüştür. İhtilal öncesi duyum alan Apo ülkeyi terk etmiş ama onunla ülke dışına çıkmayan PKK militanları ihtilal gurubunca yakalanıp hapsedilmişlerdir. Bu grup daha sonra cezaevi direniş hareketinin çekirdeğini oluşturacaktır.


    Suriye (1980-1984)
    Abdullah Öcalan ihtilal döneminde Suriye'nin gözetiminde Bekaa Vadisi'ne yerleşmiş ve buradan organizasyonun yeniden yapılandırılmasını planlamıştır. Bu dönemin Abdullah Öcalan için çok önemli olduğunu daha sonra yazdığı anılarında açıklamaktadır.


    1984-1993
    15 Ağustos 1984'te Eruh ve Şemdinli'de PKK ilk büyük ölçekli silahlı eylemini gerçekleştirir. Silahlı eylem, örgütün silahlı kanadı Kürdistan Kurtuluş Güçleri (HRK) tarafından gerçekleştirilir. 1991-1992 yılında örgütün artan eylemleri 1993'te doruk noktasına ulaştı. 24 Mayıs 1993'te Bingöl-Elazığ karayolunu kesen PKK militanları, eğitimlerini tamamlayarak görev yerlerine sevk edilen silahsız 33 eri otobüslerden indirerek kurşuna dizdi. Teröristler, 13 er, bir polis ve 8 vatandaşı da kaçırdılar. Olayın ardından düzenlenen operasyonda, 10 terörist öldürüldü ve kaçırılanlar kurtarıldı[4][5].


    1993-1995
    Bu dönem örgütün hayatta ve ülkeler arası yapıda kalabilmek için ideolojisini büyük ölçüde yeniden gözden geçirdiği dönemdir. Komünizm (Marksist-Leninist) yerine sosyalizm benimsenmekte ve kadın erkek eşitliğini savunduğunu göstermek üzerede kadınlarda erkek davranışlarını öne çıkarmaya ve cinsel öğeleri göz ardı etme politikası uygulanmaktadır. Parti içinde dine karşı tolerans gösterilmesi bu yapının uzantısıdır.

    Bu değişimlerle PKK, Kürt devleti söyleminden vazgeçmiş ve Türkiye Cumhuriyeti devleti altında otonom bir yapı amaçladığını söylemeye başlamıştır.

    Bu dönemde Türkiye Cumhuriyeti'nin savunma harcamalarına ayırdığı miktar bütün harcamalarının %10'una kadar yükselmiştir[kaynak belirtilmeli]. Bu dönemdeki askeri faaliyet yoğunluğunu devam ettirebilmek ordu bütçesi için 8 milyar ABD doları yıllık harcama seviyesine ulaşılmıştır.


    1996-1999
    1998'de Abdullah Öcalan tek taraflı ateşkesi bir daha başlatır. Özellikle Suriye ve zaman zaman da Yunanistan, Ermenistan,İran ve Rusya'nın desteği ile ayakta duran PKK, 1998 sonunda Türkiye Cumhuriyeti'nin Suriye'yi savaşla tehdit etmesi, ve bu yüzden Suriye'nin Öcalan'ı ülkeden atması ile sonun başlangıcını yaşamaya başlar. Mayıs 1997 harekatının Türkiye'ye faturası ise 300 milyon dolar olmuştur.

    15 Şubat 1998'de Abdullah Öcalan Kenya'da uluslararası bir operasyonla yakalanır ve Türkiye'ye teslim edilir. Başta Yunanistan'ın da pay sahibi olduğu ve Türkiye'nin kısmen haberinin olduğu bu kaçırılma olayı, Türkiye'de dış güçlerin planladığı bir Kürt ve Türk savaşını artık geri dönülemez bir tarzda başlatma gayesi olarak algılandı. Bundan çıkarı olan dış güçler, Kürt ve Türkleri ebediyen bir birine düşman kılarak, kendileri bundan yarar sağlama hesaplarına girmişlerdi.

    Abdullah Öcalan'ın Yunanistan, ABD, İsrail eliyle Kenya'nın da kısmen bulaştırılarak[kaynak belirtilmeli] yakalanması ve Türkiye'ye teslim edilmesinden sonra, Türkiye'deki Kürt Sorunu daha iyi anlaşılmaya başlandı. Sorunun dış güçlerin gerçek bir müdahale konusu olduğu daha iyi görülmeye başlandı. Öcalan, daha sonra avukatlarıyla yapacağı görüşmelerde "bunun bir oyun olduğunu" açıklayacak ve "silahlı tek bir sinek bile bırakmayın" çağrısını örgüt için yapacaktı[kaynak belirtilmeli]. Öcalan, Sosyalizmdeki "Her Halkın Kendi Kaderini Tayin Hakkı"nı da kendilerini etkileyen bir nokta olarak ortaya koyacak ve bunun öz eleştirisini verecekti.





    Öcalan'ın Yargılanması (1999)
    Öcalan'ın yargılanması PKK olgusunun Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından tanımlanması açısından önemlidir. Öcalan 29 Haziran 1999 tarihinde askeri mahkemede yerine Türkiye Cumhuriyeti Devleti Ceza Kanunun 125'inci maddesinden yargılanır. Bu davada Öcalan

    T.C. vatandaşı olduğunu,
    Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve onun ceza kanununu tanıdığını,
    Öcalan savunmasında, hukuki değil siyasi olacağını
    Bu üç yapı Öcalan'ın faaliyetlerinin temelde suç olduğunu kabul ettiğinin en açık ifadesidir.


    PKK'nin Feshi (1999-2002)
    Öcalan, 1 Ağustos 1999'da ateşkesin sürdürülmesini ve silahlı güçlerin Türkiye Cumhuriyeti Devleti Sınırları'nın dışına çekilerek, sembolik barış gruplarının(!) iyi niyetin bir göstergesi olarak Türkiye Cumhuriyetine gelmelerini ister. Ardından, örgüt tarafından PKK'nın silahlı güçleri sınırların dışına çekilerek, biri dağdan biri de Avrupa'dan olmak üzere iki barış grubu(!) gönderilir.

    PKK, 2002'de kendisini fesheder ve yerine Kürdistan Demokratik ve Özgürlük Kongresi KADEK'i kurar. KADEK de AB Terör Örgütleri Listesi'nde yer almaktadır.


    Etkileri
    PKK, bölgenin her yönden gerilemesi için Türk düşmanları tarafından geliştirilmiş. Bölgede insanca yaşamak için mücadele veren Anadolu insanının yıkımına sebebiyet vermiştir. Türkiye'nin gelişmekte olan ekonomisini kontrol altına almak için PKK, yabancı istihbarat örgütleri tarafından taşeron olarak kullanılmış ve yıkıcı zararlar vermiştir.

    Hiç bir zaman ne istediği konusunda net bir fikir beyan etmeyen PKK kimlik ve kılık değiştirerek başka oluşumlara gitmiş ve şimdilerde Irak ı işgal eden güçleri destekleyen ana unsurlardan olmuştur.

    PKK'nın eylemleri doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşayan Türkleri sağlık ve eğitim gibi en temel haklardan yoksun bırakmıştır, PKK eylemleri bölgeye acı, ölüm ve yıkımdan başka bir şey getirmemiştir.


    Eğitim
    1970 lerde planlanan yerel yönetimlerin güçlendirilmesi çalışmalarını neredeyse 20 yıl rafa kaldırılmış, bazı illerde ikincil merkezi yönetimin (OHAL) kurularak bir çok bireysel kazanımdan geri dönülmesi sayılabilir.
    Dini eğitim. Iran modeli, ülkenin ümmet olarak birliğinin sağlanması.
    Gençlik faaliyetlerinin azaltılması.
    PKK'nın periyodik faaliyetlerinden birisi de o bölgedeki öğretmen ve doktorları öldürmektir. Doğrusu bu, bölgedeki insanlara yapılmış en büyük kötülüklerden biridir. Geri kalmışlık bu yüzden daha da artmıştır.

    Türkiye savunmaya harcamalarını diğer alanlardan kısarak sağlamak durumunda kalmış ve bu durumda PKK en büyük başarısını çıkmaza giren hayat tarzını düzenli propaganda ile Türkiye ne karşı yönlendirerek yıkıcı faaliyetlerinde perçinlemiştir.







    pkk ıle ılgılı resımler


    =============

    pkk Wolffz1


    pkk ıle ılgılı vıdeolar


    ================

      Forum Saati Paz 19 Mayıs 2024 - 11:29